
Hayat zevkli, ölüm huzurludur. Sıkıntılı olan aradaki geçiştir.
Hani hep derler ya ‘öğrenmenin yaşı, sınırı yoktur’ diye işte oyun dünyası da sürekli yeni birşeyler öğrenmenin peşinde. Yıllar önce Fahrenheit (Indigo Prophecy) diye bir oyun sessiz sedasız aramıza katıldı ve oyunların sadece karşımıza çıkanları vurmaktan ibaret olmadığını, aslında bu tarz basit kalıplar ile oyuncuların aşağılanmaması gerektiğini gerçek oyunculara öğretmişti. İşte ilk olarak bizi kendimizden Fahrenheit ile alan Quantic Dream, (çok eski oyuncular Omikron: The Nomad Soul‘dan da hatırlayacaktır) ardından bir bombayı da Heavy Rain ile patlatmış, oyun dünyasında büyük bir ses getirmişti. Geçtiğimiz yılın E3 etkinliğinde yeni projeleri ‘Kara‘ ile sessizliğini bozarak türün fanatiklerini iyiden iyiye meraklandırmayı da başarmışlardı. BEYOND: Two Souls duyurusu ve oyunun baş karakterinin Ellen Page olacağı, ona yine sinema ekranlarındaki başarılı oyunculardan Willem Dafoe‘nun eşlik edeceği haberi ayrı bir sükse yaratmıştı. Nihayetinde bu yılın merakla beklenen oyunları arasına giren BEYOND: Two Souls yine gürültülü bir şekilde oyun dünyasına düştü.
BEYOND: Two Souls, Jodie Holmes (Ellen Page) adındaki karakterin paranormal hayatını konu alıyor. Kendisi çok ufak yaşlardan itibaren ne olduğunu bilmediği bir varlık ile birlikte yaşamaktadır. Bu varlığa Jodie, Aiden ismini vermiştir.Aiden da aslında kendi isteğiyle olmasa da Jodie’ye mahkumdur. Aralarında adı konulmaz bir bağ oluşur. Jodie başı sıkıştığında Aiden’dan yardım isteyecek, Aiden da başı sıkıştığında Jodie’yi yalnız bırakmayacak kadar sıkı bir ilişki içindedir. Jodie’nin ufak yaşlardan itibaren paranormal haller almaya başlayan bu ilişkisi üvey ailesini, özellikle babasını rahatsız edecek ve Jodie’yi evden uzaklaştırma kararı alacaklardır. Bunun için Jodie, paranormal hallerini gözetim altında tutmak için Nathan Dawkins (Willem Dafoe) adındaki bilim adamının yanında yüksek güvenlikli bir tesise yerleştirilir. Üst düzey bir tesiste Nathan ve Cole Freeman ile birlikte uzun bir süre gelişimini tamamlayan Jodie daha sonra Ryan Clayton adlı hükümet ajanıyla (CIA) çalışmak zorunda kalacaktır.
Oyun boyunca Jodie’nin başından geçenlere bir sinema filmine benzer şekilde farklı noktalardan girişler yapıyoruz. Farklı zaman dilimlerindeki Jodie’nin başından geçen olaylara tanıklık etmemiz hikayeyi oyunun sonuna kadar çözmemize yardımcı olacak. Bu noktada David Cage‘in özellikle kurgu da gösterdiği başarıyı takdir etmek gerekiyor. Zira oyuncuyu bu tarz konularda sıkmadan ekran başında tutmak hayli zorlayıcı bir iş ve oyunun başından itibaren ‘Kimdir bu Aiden, neden musallat olmuştur küçük bir kıza?’ sorusunu kafanızda sürekli döndürmeniz de bunun en güzel kanıtlarından biri olsa gerek.
Oyunun hikaye kısmına olabildiğince detaylı girmeyeceğim. Oyunun 2000 sayfalık hikayesi, Tribeca Film Festivali‘ne gidebilecek ve bir sinema filmini aratmayacak güzellikte. En azından benim gibi sinema aşığı biriyseniz söylediğimi çok da yadsıyacağınızı düşünmüyorum. Bu noktada oyunu Heavy Rain ile karşılaştıranlar olacaktır. O yüzden her iki oyunun da oynanış mekanikleri hariç benzer yanlarının olmadığını göz önünde bulundurmanız gerekiyor. Çünkü oyun, Heavy Rain kadar detaylı bir karakter örgüsüne sahip değil. BEYOND: Two Souls, kendine has yapısı olan daha modern bir macera kurgusuna sahip bir oyun.
Quantic Dream, BEYOND: Two Souls ile oyuncuyu tam anlamıyla Jodie’nin yerine koyabilmesini hedeflemiş. Bunda da büyük ölçüde başarılı olduğunu söylemek lazım. Jodie ve Aiden’ın ilişkisi ve her iki durumda da etkileşimli kontrol oyuncuyu içine çekmeyi başarıyor. Her ne kadar bunda sınırlı bir gidişat içinde ilerleyebilecek olsanız da tüm bunlar hikayenin gidişatına göre kurgulandığından rahatsız olmuyorsunuz. Jodie’nin farklı zaman dilimlerindeki ruh halleri ve animasyon kalitesi gerçekten görülmeye değer. QD, farklı duygusal durumlarda karakterlerin tepkileri ve görüntülerini gerçekten çok başarılı bir şekilde oyuna aktarmayı başarmış. Gerçek oyuncuların oyuna hayat vermesi ve seslendirmesi de oyun ile daha sıkı bir bağ kurmanıza neden oluyor. Oyunun zaman zaman gerilim dolu dakikalar yaşattığını da hatırlatmakta fayda var.
Bu afişler bir filme ayit değil aksine yeni nesil bir Adventure olarak adlandırmalısınız!
Bu amcamızı tanıdınız mı? Indigo Prophecy’de seslendirmede yer alan David Gasman, Heavy Rain’den (Paco Mendez) şimdi ise Lt. Sherman rolünde.
Çocukluğundan beri beyaz perdede yeteneğini sergileyen Ellen Page aynı performansını BEYOND: Two Souls ile de sergiliyor.
Ellen Page gibi Willem Dafoe da oyuna sesi ve görüntüsüyle hayat veren sanatçılardan.



