9 C
İstanbul
23 Aralık 2024 Pazartesi
Ana SayfaAppleApple iPod Nano - İnceleme

Apple iPod Nano – İnceleme

Apple iPod nano: iPod ile MP3 çalar pazarına damgasını vuran Apple, yakaladığı başarısını serinin en yeni üyesi iPod nano ile devam ettirmeyi amaçlıyor. Yazımızda iPod nano’nun artı ve eksilerini değerlendirerek kendilerine yeni bir MP3 çalar arayan okuyucularımızın aklındaki soruları yanıtlamaya çalışacağız. Günümüzde içinde bulunduğumuz problemli ve gürültülü … 

Günümüzde içinde bulunduğumuz problemli ve gürültülü çevreden uzaklaşarak yüzümüzün gülmesini sağlayacak en kolay yollarından biri müzik dinlemek. İnsanlar da müzik dinleme ihtiyaçlarını giderebilmek için çeşitli yollara başvuruyor. Kimimiz evdeki müzik setlerinde tattığı keyfi ev dışında da tadabilmek için taşınabilir mp3 çalarlara yönelirken kimimizde cep telefonumuzun mono ses veren radyolarıyla yetinmek zorunda kalıyoruz.

Çoğumuzun müzik dinleme serüveni walkmanlarla başlamıştır, daha sonra walkmanlar yerlerini cd çalarlara, cd çalarlar da yerlerini en nihayetinde mp3 çalarlara bıraktılar. Şu an geldiğimiz noktada CD’li mp3 çalarlarında devri kapandı diyebiliriz. Piyasada cd çalarlardan daha ucuza, daha uzun çalma sürelerine sahip, daha ufak boyutlarda birçok flaş bellekli mp3 çalar bulmak mümkün, hal böyleyken de CD’li mp3 çalarları tercih etmek için ortada makul bir sebep kalmıyor.

Bir elektronik mağazasına girdiğinizde karşınızda kafanızın karışmasına yetecek kadar mp3 çalar bulacaksınızdır. Asıl önemli olan bunların arasından hangisinin sizin ihtiyaçlarına uygun olduğunu belirleyebilmek. Bu noktada Apple’in iPod serisine kesinlikle bir göz atmak gerekiyor. 2001 yılından bu yana dijital müzik piyasasını domine eden iPod, yıllar içerisinde çıkan iPod Photo, iPod Colour, iPod Mini, iPod Shuffle, vs.. modelleriyle marketteki yerini sağlamlaştırdı. Bu serinin en genç ve en ince üyesi iPod nano, ağabeylerinden gelen özellikleri sürdürmekle birlikte küçülerek ve oldukça incelerek piyasaya girdi.

iPod nano, siyah veya beyaz renk seçeneği ve 2GB veya 4GB kapasite seçenekleriyle üretiliyor. Bizim elimizdeki ürün beyaz renkli 2GB hafızaya sahip olan model. Ürün siyah renkli, gayet şık tasarlanmış bir kutuyla satılıyor, kutunun ön yüzünde nano’nun birebir boyutlarında önden görünüşü, arkasında da birebir boyutlarda yandan görünüş bulunuyor. Kutunun içinden iPod nano, kulaklıklar, USB kablosu, iTunes ve kullanım kılavuzlarını içeren bir CD,  iPod nano dock ve garanti kâğıdı çıkıyor.

iPod nano’yu kutusundan çıkarıp elime aldığımda benim tepkim “Hadi canım” şeklinde oldu. Nano o kadar ince ki sizin ve arkadaşlarınızın da buna benzer şaşırma ve hoşlanma tepkileri göstereceğinden eminim. Tişörtünüzün cebinde bile rahatsızlık yaratmayan 9,0 x 4,0 x 0.69 cm boyutlarında ve sadece 42 gr ağırlığında olan bu mp3 çalar gerçektende nano ismini fazlasıyla hak ediyor.

iPod nano’nun pil ömrü, ses kalitesi, kullanılabilirlik ve ayrıntılı özelliklerine girmeden önce birkaç hatırlatma yapmakta fayda var. Nano’nun beyaz renkli seçeneğiyle birlikte beyaz kulaklıklar gelirken, siyah renk seçeneğinde maalesef kulaklıklar siyah olarak gelmiyor, yine beyaz kulaklıklar kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Apple’ın nano konusundaki bir diğer eksiğiyse malzeme kalitesi. Ürünün ön yüzünde kullanılan plastik çok kolay çizilirken arka yüzde dayanımı artırmak için kullanılan metalin de üstünde parmak izleri çok kolay kalabiliyor. Nano’yu ne kadar özen göstererek kullansanız bile parmak izlerinin kötü görüntüsüne ve çizilmelerin önüne geçemiyorsunuz. Bunun için kesinlikle bir kılıf veya iPod çoraplarını almanızı tavsiye ederim. Bunun dışında bu ince ve şık ürünün dayanıklılığını merak eden okuyucularımız Arstechnica sitesinin yaptığı havaya fırlatıp yere düşürme, arabadan atma, araba ile üstünden geçme gibi dayanıklılık testlerine bir göz atabilir.

Hatırlatma ve önerilerimizden sonra şimdi de iPod nano’yu biraz daha yakından bakalım. Öncelikle nanoda da iPod ailesinin diğer üyelerinden bildiğimiz “Dokunmatik teker” bulunuyor. İleri sarmak, geri almak, oynatmak, duraklatmak, menülere erişmek, ses yüksekliğini ayarlamak ya da müzikler arasında dolaşmak için dokunmatik yüzeyi kullanıyoruz zaten başka bir seçeneğimiz de bulunmuyor. Nano’da dokunmatik teker haricinde sadece üst kısımda “hold” düğmesi bulunuyor.

Çok güzel tasarlanmış nano’da Apple basite yönelen bir anlayış içerisinde olduğundan mp3 çaları kullanmak gerçekten çok rahat ve basit. İlk başta dokunmatik tekere alışmakta biraz zorluk çekebilirsiniz ama dakikalar içerisinde tekere alışıyorsunuz. Tasarımdaki ve düğmelerdeki sadelik bağlantı girişlerine de yansımış, üründe sadece iki giriş bulunuyor bunlar kulaklık ve kutudan çıkan Apple USB kablosunu bağlamaya yarayan giriş.

176 x 132 piksel çözünürlük, .168-mm nokta aralığına sahip LED ışıklandırmalı 1,5 inç renkli LCD’ye sahip iPod nano’nun gücü yerleşik tekrar şarj edilebilir lityum iyon pilden sağlanıyor. Apple, sitesinden belirttiği özelliklerde nano tam şarj edilmişken 14 saate kadar kesintisiz oynatım vaat ediyor. Biz kendi yatığımız testlerde tam şarj durumundayken mp3 çaların ses seviyesini %60 civarında ayarladıktan sonra hiç ekranı kullanmazsak 14,5 saat kesintisiz müzik dinleyebiliyorken eğer ekranı kullanıp ses seviyesini de değişken olarak kullandığımızda (günlük kullanım) kesintisiz müzik keyfiniz 9,5 saati buluyor. Ürünün tam olarak şarj olması da 3 saate yaklışıyor.

Ürünü bilgisayarınıza veya Mac’e bağlamak için kutudan çıkan USB kablosunu kullanıyoruz. USB 2.0 teknolojisini destekleyen nano’ya şarkılarınızı bu kablo yardımıyla attığınız gibi şarj işleminide yine bu kabloyla yapıyoruz. İlk başta şarj işleminin kablo yardımıyla yapılması pratik gözüksede, sonradan bu şekilde ihtiyaçlarınıza anında cevap alamayacağınız ortaya çıkıyor. Örneğin yazlığınıza gidecek veya tatile çıkacaksınız, eğer bir dizüstü bilgisayarınız varsa iPod nano’nuzu yanınızda gönül rahatlığıyla götürebilirsiniz ama ya yoksa? İşte bu noktada biraz düşünmek gerekiyor, nano’nun şarjının illaki bir USB girişi gerektirmesi bir dezavantaj. Her ne kadar Apple’ın aksesuarları arasında USB güç adaptörü bulunsa da, sahip olmak için 40 Ytl para ödemek gerekiyor.

Şarkılarınızı iPod nano’ya aktarmak için kutudan çıkan USB kablosu ve Apple iTunes yazılımını kullanmanız gerekiyor. Eğer ki iTunes değilde Winamp ile kullanmak istiyorsanız Winamp internet sitesinden iPod için bir plugin indirerek nano’yu Winamp ile de kullanabilirsiniz ama biz iTunes kullanmanızı öneririz. Elimizdeki 2GB’lık model 128-Kbps AAC formatında 500 şarkı saklayabiliyor. AAC (16 – 320 Kbps), Korumalı AAC (iTunes Music Store’dan), MP3 (16 – 320 Kbps), MP3 VBR, Audible (format 2, 3 ve 4), Apple Lossless, WAV, AIFF müzik formatlarının desteklendiği iPod nano’ya ayrıca JPEG, BMP, GIF, TIFF, PSD (sadece Mac) ve PNG formatlarında fotoğraf da yükleyebiliyorsunuz. 

Bu kadar teknik bilgiden sonra biraz da iPod nano’nun kullanışlığını konuşalım. Öncelikle nano’nun renkli LCD ekranı gayet net bir görüntü sunuyor ayrıca menülerde kullanım zevklerinize göre çok rahat bir şekilde kişiselleştirebiliyorsunuz. Tasarımdaki sadelik menülere de yansıdığından hayatınızda hiç iPod kullanmamış olsanız bile şarkılar değişik kriterlere (listeler, sanatçılar, albümler, parçalar, türler,..) göre sıralandığından istediğiniz şarkılara ulaşmakta zorluk yaşamıyorsanız.

iPod hakkındaki belki de en önemli şeylerden biride ses kalitesi, Apple’ın oynatıcıları bu konuda gayet başarılılar. Boyutlarıyla kıyasladığımızda nano’nun ses kalitesi da gayet iyi ve yüksek seslerde bozulmalar olmuyor. 20 equalizer seçeneğiyle neredeyse her türden şarkılar için ayar bulunuyor ve ayarları değiştirdikçe aradaki farkı hissedebiliyorsunuz.

iPod nano ile iPod serisinde bulunmayan 3 yeni özellik de geliyor, bunlar dünya saatleri, kronometre ve ekran kilidi. Çok seyahat edenler için düşünülmüş dünya saatleri özelliğiyle dünyanın dört bir yanındaki şehirleri seçerek varacağınız noktada saatin kaç olduğunu kolaylıkla öğrenebilirsiniz. Saat yüzleri şehrin geceyi veya gündüzü yaşamasına bağlı olarak siyah veya beyaz olarak görülüyor ve hoş bir estetik yaratıyor ama genel olarak bu uygulama kullanışlı mı dersek bence gereksiz en azından bizim ülkemiz açısından gereksiz. Amerika’da birden fazla saat dilimi olduğundan şehirler arasında saat farkları oluyor hal böyle olunca da karışıklıklar doğabiliyor. Eğer Amerikada veya birden çok saat dilimine sahip bir ülkede yaşıyor ve çok seyehat eden biriyseniz bu ek uygulama işinize yarayacaktır diğer türlü bir kullanışlılığının olduğunu düşünmüyorum.

Diğer yeni uygulamamız ise kronometre. Bu uygulama ile iPod nano’nuzu bir tuşa basarak kronometre olarak kullanabilir, tur zamanlarınızı kaydedebilirsiniz. Sabahları yürüyüş yaparken cebinize koyduğunuz nano’nuz ile sizi rahatsız etmeden müzik keyfini yaşayabilir ayrıca zamanlamalarınızı da kaydederek performansınızı ölçebilirsiniz.

Son yeni özelliğimiz ise ekran kilidi. Bu özellik ile kendi belirlediğiniz bir şifreyi girdikten sonra ekran kilidini çalıştırırsanız kodu girmeden kimse iPod’unuza erişemiyor. Bu yeni özellik Apple’ın “Bunu da yapabiliyorum” demek için eklenmişe benziyor.

Bunların dışında ekler bölümünde dört adet oyun,  Microsoft Outlook veya Outlook Express yazılımlardan kişi bilgilerinizi aktarabileceğiniz bir bölüm, bir adet takvim ve iPod’unuzu aktardığınız notları okuyabileceğiniz bir bölüm bulunuyor. Dürüst olmak gerekirse bu özellikleri birçoğumuz kullanmayacağız ama bunlarında yapılabiliyor olduğunu bilmek güzel.

Önceden de bahsettiğimiz gibi iPod nano’nun bir diğer güzel özelliği ise resimleri görüntüleyebilmesi ve bunlara fona müzik ekleyerek slayt gösterileri yapabilmenize olanak sağlaması. Resimlerin iPod’a aktarılması yine iTunes ile çok basit bir şekilde halledilebiliyor. 1.5 inch LCD ekrandan çıkan görüntülerin kalitesi çok iyi olmasa da, yaşadığınız güzel anları sürekli yanınızda taşımak ve arkadaşlarınızla her an paylaşıma hazır olmak güzel oluyor.

iPod nano resimleri görüntülemenin yanında taşınabilir disk olarak da kullanılabiliyor, Windows Explorer’da istediğiniz dosyayı iPod klasörünün içerisine sürükleyip bırakarak dosyaları nano’ya aktarabiliyoruz. USB 2.0 kullanıldığından bu işlem gayet hızlı ve kolay şekilde halledilebiliyor. Aktarım hızlı olduğu gibi ürününü açılış hızı da flaş bellek kullanıldığından çok iyi. Öyleki nano’yu açmak için düğmesine bastığınızda anında görüntü alıp şarkıyı başlatabiliyorsunuz.

Sonuç

Apple başarılı iPod serisine, kalemden bile daha ince iPod nanoyu da ekleyerek popülerliğini artırmaya devam edecek gibi gözüküyor. Kapasite arayan kullanıcılar nano’nun standart iPodlar’a kıyasla düşük kapasitesi yüzünden (4GB vs 20GB) standart iPod’ları tercih etmeye devam edebilirler ama kendime küçük boyutlu, pil ömrü ve ses kalitesi iyi bir müzik çalar arıyorum diyenler bütçelerini de kontrol ettikten sonra nano’lara gönül rahatlığıyla yönelebilirler.

 Artılar:+   Çekici ve sade tasarım
+   İnce ve hafif yapı
+   Kolay kullanım
+   Renkli ekran
+   Çok iyi ses kalitesi
+   Uzun pil süresi
+   Resim gösterebilme özellikleri
Eksiler:–   Çizilme ve parmak izi problemleri
–   Sadece USB üstünden şarj olanağı
–   Nispeten yüksek fiyatlar
–   Siyah modellerdeki kulaklık rengi problem
Bahadır Yaramış
Bahadır Yaramışhttp://hardwaremania.com
Teknoloji dünyasına her zaman ilgi duyan biriyim. Oyunlarla tanışmam çocukluğumla başladı ve bu aşkım hiç azalmadı. Teknolojiyi yakından takip etmek benim için bir tutku ve problem çözme becerilerimi sık sık oyunlar ve teknoloji projeleri üzerinde kullanıyorum.
Benzer İçerikler

Yorum Yap

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Haberler

Son Yorumlar

- Advertisment -