Güç Sizinle Olsun…
Belkide güç kaynakları bilgisayarımızı oluşturan parçaların en önemlilerinden biri. Ancak ne yazık ki gerekli ilgi ve alakadan biraz yoksun büyüdüler. Sadece 30-40$ kar edeceğim diye belkide değeri binlerce doları bulan donanımlarınızı riske atmak hiç mantıklı değil..
Genellikle kullanıcılar sistemlerinde bir kararsızlık varsa önce işletim sistemi ve sürücülerde bir sorun ararlar ve sonra BIOS ayarlarına göz atılır. Sonra sıra hafıza modülleri, işlemci, anakart gibi bileşenlerde bir problem olup olmadığına gelir. Fakat hiç kimse PSU’sunda bir problem olabileceğini ya da yetersiz kaldığını aklının ucundan bile geçirmez. Gerçekte ise günümüz sistemlerinden bir çok kararsızlık probleminin arkasında yeterli gücü ya da kaliteyi sağlayamayan bir PSU yer alıyor olabilir.
Her ne kadar gerekli önem ve özen gösterilmesede bilgisayarlarımızın en önemli parçalarından biride PSU’lardır. Biliyorsunuz bilgisayar ve elektronik dünyası kısaltmalara bayılıyor. PSU aslında “Power Supply Unit” kelimelerinin baş harflerin oluşturulan bir kısaltma ve Türkçe’ye “güç sağlayıcı ünite” olarak çevrilebilir. PSU’lar bir bilgisayarı oluşturan en önemli parçalardan biridir çünkü bilgisayarlar stabil çalışabilmek için bir çok farklı değerde gerilime sürekli olarak aynı kalitede ihtiyaç duyarlar.
Bilgisayarlarımızda 12V, 5V ve 3.3V olmak üzere üç temel gerilim kullanılır. Başka bir tanımla PSU’lar için “standart 220V’luk alternatif bir akım olan şebeke geriliminden istenilen doğru akımları oluşturan cihazlardır” diyebiliriz. Tabi ki PSU çok stabil ve kaliteli çıktı üretmeli ve üretilen doğru akımlar belirli normlara uymalıdır. PSU’lar için uyulması gereken en son standart “ATX12V v2.2” dir. Bu yıl mart ayında son şeklini alan bu standart günümüz PSU’larında uyulması gereken tüm spesifikasyonları belirler. (Detayları merak edenler bu standardın pdf dosyasını http://www.formfactors.org adresinden indirebilirler.)
ATX12V v2.2 ile birlikte tanımlamalar içerisine 450 watt PSU’larda alınmıştır. ATX12V v2.2’ye göre 450W çıkış gücü sağlayabilen bir PSU aşağıdaki tablodaki değerleri sağlamak zorunda. Hem de bu değerleri yakalarken gerilimlerinde hep belirli aralıklarda kalmasını sağlamalı.
Kullanılan gerilimlerin ne oranda dalgalanabileceği standartlar içerisinde belirlenmiştir. Aşağıdaki tabloda gördüğünüz gibi genellikle her değerde izin verilen sapma oranı aşağı ve yukarı olmak üzere yaklaşık %5 civarlarında. Eğer sapma bu oranların üzerine çıkarsa sistemin stabil olarak çalışması garanti edilemez.
Genellikle PSU’lar üzerinde 12V, 5V ve 3.3V’dan kaçar amper çekilebileceği bir tablo ile verilir. Buradan kolaylıkla “watt= volt x amper” formülü ile PSU’nun kaç watt güç sağlayabileceği hesaplanır. Ancak bu tablolara bakarak kolayca aldanabilirsiniz. Örneğin 5V ile 3.3V değerleri PSU üzerinde genellikle kombine edilmiş yükü gösterecek şekilde yazılır. Yani siz 5V dan güç çektiğinizde 3.3V’dan çekebileceğiniz güç düşer. Tabi ki tam tersinde de 5V’dan alabileceğiniz maksimum güç azalır. Çok az PSU 5V ve 3.3V için bağımsız kaynaklara sahiptir.
12V’da ise işlemci için de ayrı bir 12V kanalı gerektiğinden PSU üreticileri genellikle 12V’a gereken özeni gösterirler. Tabi ki ay şey 12V içinde geçerlidir. Siz 12V’dan çok güç çekerseniz bu seferde 5V ve 3.3V’dan çekebileceğiniz güç miktarı düşer. Bu yüzden bir PSU’nun kalitesi sadece sağladığı toplam çıkış gücü ile ölçülemez. ATX12V v2.2 gücün hangi aralıklarda kalması gerektiğide tanımlanmıştır ve 450 watt güç üretebilen bir PSU’da bu dengeyi en iyi aşağıdaki grafik açıklar. İyi bir 450watt’lık PSU’da çıkış gücü her zaman bu grafikteki kapalı alan içinde kalmalıdır.
Aslına bakarsanız iyi bir PSU’nun önemi özellikle yeni işlemciler ve ekran kartları ile birlikte arttı. Bu da hemen hemen 2001-2002 yıllarına denk geliyor. Çünkü yeni nesil işlemciler ve ekran kartlarından önce zaten bilgisayarlarımızın toplam güç ihtiyacı kolayca karşılanabilecek düzeylerdeydi ve düşük maliyetli PSU’lar ile bu ihtiyaç kolayca karşılanabiliyordu. Ancak Intel Pentium 4 soket-423 ve AMD’nin yeni nesil AthlonXP serisi işlemcileri ile birlikte standart bilgisayarların güç ihtiyaçları tırmanarak artmaya başladı. İşin içine bir de yeni nesil grafik kartları girdiğinde ortaya inanılmaz bir elektriksel güç ihtiyacı çıkıyor.
Öyle ki günümüzde modern bir işlemci tek başına 90-110watt güç tüketebilir ya da modern bir grafik kartı 100 watt’ın üstünde elektriksel güce ihtiyaç duyabilir. Hele ki günümüzün çift ekran kartı kullanan SLI sistemlerini düşünürseniz artık güç ihtiyacı eskisi ile karşılaştırılamayacak oranda yükseldi diyebiliriz. Tabi ki işin içine bir de overclocking ya da kasa modifikasyonu yapanlar girdiğinde PSU’nun gücü çok daha önemli bir hal alıyor.
Ancak ne yazık ki bilgisayarların hangi güçte bir PSU’ya ihtiyacı olduğunu tam olarak hesaplamak mümkün değil. Çünkü bilgisayarı oluşturan parçalar dinamik olarak değişen oranlarda yük çekiyorlar. Sürekli maksimum güç ihtiyacı duydukları zamanlar ise sınırlı. Fakat yandaki tabloya bakarak bilgisayarınızın ihtiyaç duyduğu PSU gücünü büyük oranda doğru tahmin etmek mümkün. Ancak her zaman bu tabloda hesapladığınız toplam değer üzerine %20-25 kadar güç fazladan ekleyerek bir tampon bölge bırakmak lazım.
PEKİ DOĞRU PSU HANGİSİ?
Tamam günümüz PSU’ları ATX12V standardına uymak zorunda. Ayrıca tabloya bakarak sistemimizin ihtiyaç duyacağı gücüde büyük oranda kestirebiliyoruz. Diyelim ki 400W lık bir PSU ihtiyacınız var, satıcıya gidip “450W bir PSU istiyorum ve ATX12V V2.x standardında olsun“ dediniz. Peki satın aldığınız PSU’nun gerçekten 450W güç sağlayabildiğinin ya da ATX12V standardına uyduğunun bir garantisi var mı? PSU pazarında kolaylıkla 20$ civarında fiyat etiketine sahip ancak 500-550 watt güç sağlayabildiğini iddia eden ürünlere rastlamanız mümkün. İşin kötü yanı bir PSU’nun üzerinde yazan değerleri sağlayıp sağlamadığı ya da üzerinde logo’ları olan sertifika ve normlara sahip olup olmadığını anlamanın kolay bir yolu yok. Kullanıcıların bu değerleri sınamaları ise nerede ise imkansız. Ancak çok basit birkaç kriter doğru tercih yapmanızı büyük oranda sağlar.
Öncelikle modern PSU’lar “switchmode” denilen özel bir teknikle çalıştıkları için çok büyük trafolara ihtiyaçları yok. Fakat hala iyi PSU’lar ağırlıklarına göre ayrılabilir. Çünkü kaliteli PSU’lar çok daha fazla komponente sahip ve içlerinde daha çok aluminum soğutucu blok olduğu için daha ağırlar. Dandik modeller ise az komponent ve küçük soğutucu bloklardan dolayı hafifler. Öyle ki bir karşılaştırma yaptığınızda iyi bir PSU ucuz bir PSU’ya oranla 2-3 kat daha ağır olabilir.
İkinci kriter fiyat olabilir. ATX12V v2.x normlarına tam olarak uyan ve gerçekten 400-450watt güç sağlayabilen bir PSU isimsiz modellerde rastlayacağınız fiyatların en az 2-3 katı pahalı durumdadır. Kolaylıkla 450watt ya da üzerinde güç sağladığını iddia eden ancak fiyatı 20 dolar civarlarında olan ürünler bulabilirsiniz. Ancak bu tarz idialarda bulunan birkoç PSU test sistemimizde 250-270 watt aralığına gelmeden ya sigortaları attı durdu ya da korumaları varsa kendini kapattı. Bu değerlerin biraz üzerine dayanabilen modeller ise ATX12V spesifikasyonlarındaki gerilim değerlerini yakalayamadılar. Tamam PSU sektörü kar marjı yüksek bir sektör ama yine de 20 dolar civarına 450watt güç sağlayan kaliteli bir PSU bulmayı hayal etmekte biraz güç. En azından bu fiyatın 2-3 katına razı olmak gerekiyor. Tabi ki her zaman düzgün bir web sitesi olan, dokumanları tam, ne kadr yük sağlayabileceği açıkça belirtilmiş dünyaca tanınmış markalardan birini tercih etmek sizi fiyatı haricinde üzmeyecektir.
NASIL TEST ETTİK?
PSU’lar aslında basit aletler gibi gözüksede işin içine elektriksel yükleri ölçme girdiğinde ortalık biraz karışıyor. Çünkü sonuçların adil olabilmesi için ölçümleriniz yeterince hassas olmalı, ayrıca her cihazdan aynı yükü çekebilmeniz lazım.
Biz PSU’ları test edebilmek için bu iş için özel olarak yapılmış “Dram PSU” test cihazını kullandık. Cihaz ile iki ayrı 12V kanalından kademeli olarak arttırabileceğiniz şekilde toplam 38A(19A+19A) ve dolayısı ile 456 watt güç çekebiliyorsunuz. Aynı şekilde 5V kanallarından 7.5A ve 37,5’er watt ve 3.3V kanalından ise 6A ile yaklaşık 20watt güç çekmenize izin veriyor. Zaten bir PSU’da önemli olan voltajlar 12V, 5V ve 3.3V olduğundan bu voltajları takip etmeniz yeterli.
Tabi ki bu yükleri çekerken her kanaldaki gerilim seviyeside test cihazı üzerindeki ekranlardan size yansıtılıyor. Biz aynı zamanda voltaj seviyelerine anakartın BIOS’undan ve ayrıca bir avometre ile dışarıdan ölçüm yaparakda göz attık. Bir ampermetre(PRova CDM-01) ile de kablo dışından geçen akım miktarını ölçtük. Ayrıca test aletimiz üzerinden bilgisayar ilk açıldığındaki yükün simülasyonlarını yaptık ve bir osiloskopdan(Tektronix TD2022 200 MHZ Digital ) geçişlerin ne kadar iyi olduğuna ve akımın temizliğine göz attık. Tüm bunlar aşağıda resmini gördüğünüz gibi bir test sistemini kurmamızı gerektirdi.
Gerilim ölçümlerini PSU’lar %20-25 kapasitedeyken(windows yüklü modern bir bilgisayarda bekleme anı simülasyonu), PSU’lar %60 yük altındayken ve test sistemimizin çekebileceği maksimum yük altında test ettik. Ancak test sistemimizin tüm kapasitesi ancak 500 watt’ın biraz üstünde yük çekmeye müsahit olduğu için kapasitesi çok daha yüksek olan PSU’ların ne kadara kadar çıkabildiğini ne yazık ki ölçemedik. Zaten 500 watt seviyerine kadar mantıklı değerler içinde kalan bir PSU günümüz sistemlerinin %99’u için oldukça yeterli. Tüm PSU’larda gerilimleri sistemi ilk çalıştırdığımızda ve yaklaşık bir saat çalıştıktan sonra ölçtük. Çünkü bazı cihazlar biraz ısındığında voltajda dalgalanmalar olabiliyor.
Tabi ki tüm PSU’larımızı biri CDROM diğeri DVD yazıcı olmak üzere iki optik cihaz, iki SATA sabit disk, GeForce 7800GTX ekran kartı, I925X çipsetli bir anakart, Pentium D 2.8 GHz işlemci, iki adet 512MB DDR2 hafıza modülü, Creative Audigy2 ses kartı ve bir adet 10/100Mbit ethernet kartı takılı olan sistem ile de test ettik. PCIe ekran kartları için güç kablosu sağlayamayan PSU’larda ekran kartını ATI radeon X600 Pro ile değiştirdik. Sistemi bekleme anında ve yük altına 15’er dakika çalıştırdık. Ve daha sonra ölçümler aldık.
Tüm PSU’larda bizim için tek kriter üretici tarafından belirlenen çıkış gücü oldu. Eğer bir PSU üretici tarafından belirlenen değerde çıkış verebiliyor ve yük altıdayken bile gerilimler ATX12V toleransları dahilinde kalabiliyorsa o PSU bizden “yeterli” ibaresini aldı.
Tabi ki PSU ‘ları sadece sağlayabildiği çıkış gücüne göre değerlendirmedik. Sinyal kalitesi, uyulan standartlar, kısadevre-aşırı yük gibi korumalar, kutu içerikleri, sunabildikleri bağlantı tipleri, bağlantı kablosu uzunlukları ve sayısı gibi bir çok parametreyi göz önüne aldık.
SONUÇ
Sonuç olarak ülkemizdeki PSU’lar dünya çapında bilindik markalar, sadece Türkiye piyasasında bilinenler ve markasızlar olarak üçe ayrılabilir. Uluslararası piyasada tanınmış markalarda bir problem yok. Yani kutusu ya da üzerinde yazanları bu PSU’ların %99 kesinlikle sağlıyor. Bu PSU’lar birbirlerinden çıkış gücü ve soket çeşitliliği bakımından ya da fan hızı konrolü, sökülüp takılabilen kablolar gibi elektriksel güç çıkışı haricindeki özelliklerle ayrılıyor.
Sadece Türkiye piyasasında bilinen markalarda durum biraz kötü. Test düzeneğimizde birkaç tanesi ruhunu teslim etti ve sigortaları yandı. Hem de PSU üzerine baktığınızda 550watt güç sağlayabileceği belirtilmesine rağmen ancak 300watt civarlarına kadar dayanabildiler. Diğer birkaç tanesi ise yine 400-450watt güçlere kadar sağlayabileceklerini iddia etmelerine rağmen ancak 300-350watt civarlarına kadar dayanabildiler ve daha sonra yanmadan kendilerini kapatabildiler. En azından kendilerini kapatabildikleri bir koruma mekanizmaları olduğu için bir miktar daha iyilerdi diyebiliriz. Ancak bu modellerde de çekilen güç 300watt seviyerini geçtiğinde gerilimler ATX12V toleransları içinde kalmaktan uzaktıl. Bu şartlarda PSU’lar 350watt’a yakalaşabilese bile bu PSU’ları kullanan sistemlerde bir kararlılıktan söz etmek mümkün değil. İsimsiz, markaız modeller hakkında ise söyleyecek birşey bulmak güç.
Bu yüzden öncelikle tablomuzdaki değerlere bakarak sisteminiz için gerekli maksimum gücü tahmin etmeye çalışın. Sonra yedek güç için bu değerin üstüne bir %20 ekleyin. Daha sonra düzgün bir web sitesi olan, dokumanları tam, ne verebileceği açıkça belirtilmiş dünyaca tanınmış markalardan birinin ürünlerine yönelmeye çalışın. 20$’a 500watt diye alacağınız bir PSU yerine 35-40$’a gerçekten 300-350watt verebilen bir PSU almak her bakımdan çok daha mantıklı. Sadece 30-40 dolar kar edeceğim diye belkide toplam değeri binlerce dolar olan donanımlarınızı riske atmanın hiç mantığı yok.Tabi ki testimize katılan on ürün dışında da birçok kaliteli marka ve model bulunuyor ancak ne yazık ki hepsine göz atma şansı bulamadık. Ancak şu kadarını söyleyebiliriz, testimize katılan ve incelediğimiz markaların hepsi güvenle alabileceğiniz markalar.
Testimizde göze çarpan ve sivrilen ürünler ise Silverstone St65Z, TAGAN TG580-U15 ve FSP 400-60THN-P. Silverstone komponent kalitesi, çift PCIe çıkışı ve 650W çıkış gücü ile tam bir dev. TAGAN ise malzeme kalitesi ile sizi hayrete düşürüyor. Sabit disklere elektrik vereceğiniz kablolara kadar kalite mükemmel. Ayrıca tüm kabloların PSU üzerine kolayca sökülüp takılabilmesi inanılmaz bir kolaylık. FSP 400-60THN-P ise fiyatına göre çok makul bir ürün yeterince güçlü ve kaliteli. Birde PCIe ekran kartları için 6pin konnektörü olsaydı inanılmaz bir ürün olabilirdi.
ASUS A-36H
FSP BlueStorm 500W
SilverStone SST-ST46F
SilverStone ST65ZF
Enermax Coolergiant EG435AX
TermalTake Fanless 350W
Tagan TG580-U15
CoolerMaster API3C51
FSP 400-60THN-P
FSP 300-60PN-PF