Yeni nesil oyun konsollarının çıkışının üzerinden neredeyse altı ay gibi bir süre geçti. Ancak hala PlayStation 5 ve Xbox Series X’in neler yapabileceğini gösteren az sayıda yüksek profilli (AAA) oyun görebildik. En azından bu konuda PS5’in bir nebze daha iyi olduğunu söylemek mümkün. Demon’s Souls ve Spider-Man: Miles Morales bir nebze yeni nesil açlığımızı dindirdi. Hali hazırda PS5’e özel gelen Returnal da çıkışını gerçekleştirmiş durumda. Sony’nin yeni konsolu için şimdiye kadarki en iyi vitrin oyunlarından bir tanesi bile olabilir.
Returnal bizleri, akla gelebilecek en kötü deja vu vakasını yaşayan bir astronotun uzay macerasına konuk ediyor. Gizemli bir uzaylı gezegene zorunlu iniş yaptıktan kısa süre sonra bir döngüde sıkışıp kaldığını fark eden, Astra uzay araştırma birliği üyesi Selene; her öldüğünde en baştan başlamak için kaza yerine geri dönecektir. Bu maceraya her yeniden başladığımızda ise bu gezegen ve gizemli astronot hakkında daha fazla şey öğreneceğiz.
Oyun, üçüncü şahıs nişancı (TPS) türünde. Ancak birçok farklı oyun türünden ilham almış durumda. Her ne kadar oynanışında Returnal ‘shooter’ gibi gözükse de bambaşka bir deneyim ile sizleri karşılayacak. Returnal’ın yapımcısı Super Stardust ve Resogun gibi oyunlarla bilinen Housemarque tarafından geliştirilmiş. Her ikisinin de türündeki en iyi oyunlar olduğunu söylersem pek abartmış olmam. Kesinlikle bu iki nadir oyunu da denemelisiniz.
Returnal’da bir ‘döngü yapısı‘ var. Bu oynanış türünü en iyi özetleyecek oyunlara ise roguelike türündeki en iyi oyunlardan Hades ve Dead Cells’i örnek verebiliriz. Oyundaki her bir “döngü” farklı. Gezegen her oynadığınızda kendini yeniden yapılandırıyor ve yol boyunca farklı silahlar, eşyalar alarak yine farklı düşmanlarla savaşıyoruz. Doğru ögeyi veya yeteneği açana kadar da geçemeyeceğimiz engellerle karşılaşıyoruz. Örneğin oyunun başlarında yolunuzu tıkayan organik ağlar var ve lazer kılıcını elde edene kadar bunları kesemiyoruz. Bazı engelleri aşmak için daha da ilerlemek gerekiyor. Haritada ilerledikçe de bir noktaya ışınlanmamıza izin veren portallar açılıyor.
Ayrıca oyunun son derece zor olduğu da hatırlatmalıyım. Bazen bir Souls oyunu oynuyor gibi hissettiğimi söyleyebilirim. Oyunda bir zorluk derecesi yok. Roguelike ve Metroid ögeleri harika bir şekilde nasıl bir aksiyon oyununda birleştirilir sanki Returnal buna bir cevap niteliğinde olmuş. Sonuç olarak ölüme ve başarısızlığa alışmanız, hatalarınızdan ders çıkarmanız gereken bir oyun deneyimi sizleri bekliyor.
DUALSENSE Nimetleri!
Bildiğiniz üzere PS5’in yeni kontrolcüsü Dualsense’de adaptif tetikler yer alıyor. Her ne kadar bu özelliği kullanan oyun sayısı bir elin parmaklarını geçmese de kervana Returnal da katılıyor. Astro’s Playroom’un yeni kontrolcünün tanıtım şovundan bu yana Dualsense’i tanıyabileceğiniz en iyi oyun olmuş diyebilirim. Oyun tipik bir TPS türünde demiştim. Fakat türdeki gibi L2 tuşu direkt atışlarda kullanılmıyor. Oyunda karşılaşacağımız her silahın ikinci güçlü bir atışı var ve şarj olarak kullanılıyor. Atışı yaptıktan bir süre sonra şarj olduğunda yeniden kullanıyorsunuz. Bu noktada adaptif tetikler size yardımcı oluyor. Hem ses hem de tetiklerdeki kitleme mekanizması bu özelliği dolmadan kullanmanıza izin vermiyor. Tetik mekanizması atış kullanılana kadar oldukça sert oluyor ve çaresizliği daha çok hissediyorsunuz. Ayrıca denetleyicinin uyarlanabilir tetikleyicisi burada iki farklı kullanım sunuyor. Tetiği hafifçe ittiğimizde nişan almak için yakınlaşabiliyoruz. Sonuna kadar bastığımızda ise bahsettiğim özel saldırımız aktif oluyor.
Buna ek olarak titreşim fonksiyonu da oyunu tam anlamıyla tamamlıyor diyebilirim. Öyle ki etrafta dolaşmak ayrı bir hissettiriyor. Yağmurun çiselemesi bir kolda ancak bu kadar güzel hissettirilebilir. Sesler ise tam anlamıyla enfes. Canavarların çığlıkları ve hırıltıları tam bir şenlik. Örneğin ekranda bazen takip etmesi zor olabilecek kadar fazla yaratık oluyor. Seslerdeki bu başarılı sunum da uzaylı canavarların yaklaşırken çıkardığı rahatsız edici sesleri daha iyi kavrayıp daha dikkatli olmamızı sağlıyor. Yine Dualsense’den bazen çok garip yaratık sesleri de gelebiliyor. Parazitlerin acı çekmesini duyduğunuzda ince bir ürperti duyabilirsiniz.
Returnal’da keşfedeceğimiz karanlık bir dünya var. Yükselen, parçalanan antik harabeler ve pek çok rahatsız edici biyo-mühendislik teknolojisiyle Sci-fi filmi kıvamında. Bazen Ridley Scott’ın Prometheus’unu anmadan geçemediğim zamanlar oldu. Oyunda karşılaşacağımız ögelerin hepsi inanılmaz ayrıntılarla işlenmiş. Özellikle efektler söz konusu olduğunda Returnal tam anlamıyla şov yapıyor. Ortamın atmosferi ışık oyunları, patlamalar ve harika partikül efektleri ile tamamlanıyor. Hali hazırda zaten çok iyi PS5 oyunları var, ancak Returnal bu anlamda sessizce kendine çok iyi bir yer ediniyor.
Returnal kesinlikle çok özel bir oyun olmuş. Döngü yapısı ve affetmeyen doğası oyuncunun neredeyse aynı senaryoları tekrar tekrar oynamasına sebep oluyor. Ama bunu kesinlikle eksi bir yön olarak söylemiyorum. İlk bölümü belki 10 saat tekrarlamışımdır. Her seferinde düşmanları tanımak, hareketlerini kavrayarak daha iyi bir oyun tarzı geliştirmek eğlenceli bir tekrarın içine sizleri çekiyor. Buna ek olarak oyunda bir kayıt sistemi yer almıyor. Yani bırakıp gitme gibi bir şey söz konusu değil. Ya oyunu kapatıp bölüme baştan başlayacaksınız ya da çok ilerlediyseniz konsolunuzu oyunu kapatmadan dinlenme moduna alacaksınız. Bu sayede kaldığınız yerden oyuna devam edebilirsiniz. Bu kısımda dikkat etmeniz gereken ise herhangi bir güncellemenin oyuna gelmemiş olması yoksa bu da işe yaramıyor. O yüzden otomatik güncelleme özelliğini kapatmanızı tavsiye ederim.
Son olarak Returnal için ‘Alien’ atmosferini en sevdiğimiz türler ile harmanlayan harika bir arcade shooter olarak tanımlayabilirim. Eğer bir PS5 almayı başarmış şanslı oyunculardan biriyseniz konsolun neler yapabildiğini görmek için işte size bir fırsat!
Ölmem mi? Returnal İpuçları
Yazıya dahil etmek istemedim ama oyun hakkında birkaç ipucu da vermeden bırakmak istemiyorum. Öncelikle oyunda özel bir cezalandırma ve ödül sistemi mevcut. Buna parazit deniyor ve hem yeteneklerimize pozitif yönde etki ediyorlar hem de handikap olarak karşımıza çıkıyorlar. Oyunda bir parazit edinmemiz için mor renkli kristalleri ve organik yapıları parçalamamız gerekiyor. Bu esnada almadan önce özellikleri ve negatif yönleri gösteriliyor. Burada dikkat etmemiz gereken şey ise pozitif verdiği özelliğin negatif götürüsünden daha yüksek ve değecek bir nitelikte olması. Bu derecelendirme ise bazen zararsız bazen de yüksek ve çok yüksek olmak üzere kırmızı yazı ile anlatılıyor. Örnek verecek olursam bir parazit canınızı oldukça artırırken yakın dövüş için kullandığımız kılıç kullanımımızı kısıtlayabiliyor veya yeni bir silah almamız mümkün olmayabiliyor, yerden aldığımız eşyalar bize zarar verebiliyor. Bu nokta da terimleri anlamak işimize yarayacaktır. Oyunda belki de en çok sinir olduğum şey diyebilirim. Sağlığa, sağlık demek neden bu kadar karmaşık bir hale getirilmiş pek anlam veremedim açıkçası. Neyse ben kullanılan bu terimlerden bazılarını en azından oyunda hayati önem taşıyanları paylaşayım.
Integrity: Oyundaki anlamı “sağlık”
Silphium: Sağlığı yeniler. Küçük, orta ve büyük olarak karşımıza çıkacak.
Silphium resin: Oynayış süresince sağlık bütünlüğünüzü yüzde 5 artırmak için bunlardan üç tane bulmamız gerekiyor. Büyük olanlar iki tane sayılıyor.
Artifacts: Stat bonusları veren aksesuarlar. Öldüğünüzde kaybedersiniz.
Parasites: Bize yardımcı bir güç veren ancak karşılığında büyük bir kısıtlama ile gelen aksesuarlar. Eşyalar gibi bunlar da öldüğünüzde kaybolur. Çok fazla negatif etkili parazit taşımak tehlikeli olabilir. Bunları akıllıca seçmek oyunda hayati önem taşıyor. Yine kurtulmak isterseniz parazit temizleyen eşyalardan düşürmeniz veya hasar gideren fabrikatörlere girmeniz gerekiyor.
Consumables: Tek kullanımlık öğeler (bunları iki kez kullanmanıza izin verecek bir parazit olmadıkça).
Obolites: Oyunda kullanılan para birimi. Eşya satın alırken bunlardan harcamamız gerekiyor. Öldüğünüzde hepsini kaybedersiniz.
Ether: Bir sürü şey için kullanılan para birimi kullanım yerlerini zamanla öğreneceksiniz. Öldüğünüz zaman kaybolmaz. 6 adet biriktirdiğiniz de özel bir checkpoint odasında kullanarak öldüğünüzde hiçbir şey kaybetmeden kaldığınız yerden başlarsınız. Boss’lara gitmeden önce yapılacak en güzel hareket. O yüzden uzay aracımızın oradaki sütunda kullanmanızı pek tavsiye etmem. Boss demişken gitmeden önce fabrikatörden büyük resin ve küçük astronot dostumuzdan almayı unutmayın! Yine sağlığınız düştüğünde ve ortalıkta pek bulamadığınızda gemiye gidip yatabilirsiniz, enerjiniz dolacaktır.
Returnal’da “malignite” lanetli sandıklar ile karşılaşacaksınız. Bu sandıkların nasıl çalıştığını Dead Cells oynayan oyuncular çok iyi anlayacaktır. Parazitler de olduğu gibi hem ödül hem de ceza bu sandıklarda bizleri bekliyor. Derecesine dikkat etmek de fayda olacaktır. Örneğin bu sandıklardan iyi bir silah veya tüm kötü huylu özelliklerinizi kaldıracak eşyalar düşebilir. Fakat 50 düşman temizlemeniz karşılığında verdiği negatif hasardan kurtulmak gibi bir engel ile karşılaşabilirsiniz. Bu bahsettiğim en basit örneklerden bir tanesi çok daha tehlikeli engeller de sunulabilir. Bu noktada aynı anda ikiden fazla giysi arızasına maruz kalmanıza izin verecek seçimler yapmayın. Üçüncü bir arıza olduğunda “kritik bir arıza” yaşarsınız ve eserlerinizden birini kaybedersiniz. Amannn!
Oyun boyunca ilerleyişinizde yerde farklı renkli eşyalar da bizleri bekliyor. Bunların da ne anlama geldiğine kısaca değinmek isterim.
Mavi: Silah yeterlilik yükseltmeleri.
Yeşil: Her zaman sağlıkla ilgili. Bunlar silphium (iyileştirici öğeler) veya silphium resin (sağlık çubuğu yükseltmeleri).
Turuncu: Sarf malzemeleri.
Kırmızı: Silahlar.
Mor: Ether veya kötü huylu öğeler. Mor şeyleri almak için Üçgeni tuşuna basılı tutmanız gerekiyor. O yüzden kazara herhangi bir şeyi alma konusunda endişelenmeyin.
Mor ama zar zor algılanabilen turuncu tonlu: Parazitler.
Son olarak harita yapılandırmasından bahsedeyim. Geçtiğimiz kapılar soluk bir kırmızıya dönüyor ilerleyeceğimiz noktada kapılar turkuaz olarak yanıyor. Bu kapılardan bazıları üzerinde yıldız şeklinde (sarı) ve büyükçe bir parazit ile kilitli gösteriliyor. Girdiğinizde o bölgeyi temizlemeden çıkamıyorsunuz. Son dalgada oldukça güçlü bir düşman geliyor. Ödül olarak da eşya ve silahlar sizi bekliyor. Bu bölgelerde bazen düşmanlara enerji veren yeşil büyük bir sütun yer alıyor. Kaynağa giderek önce onu saf dışı etmelisiniz. Eğer üzerinizde negatif etkili bir durum varsa bu odalara girmenizi tavsiye etmem. Koyu mavi renkli bölgeler ise genelde hikaye ilerleyişinde karşılaşacağınız noktalar. Bazı yerlerde eşya satın almamızı sağlayan noktalar da bulunuyor. Aslında ilerleyiş de direkt Boss’a da gidebilirsiniz. Ama yeterince güçlenmeden bunu da pek tavsiye etmem. Silahlar konusunda ise deneme yanılma yoluyla değerlerine bakarak kendiniz karar vermelisiniz. Başlarda uzun menzilli tabanca ve otomatik tüfek faydanıza olacaktır.
Sabırlı ol!
Returnal her anlamda sabrınızı sınayan bir oyun. O yüzden sabırlı olmanız ve düşmanlarınızın hareketlerini çok iyi tanımanız gerekiyor. Bol bol kaçınmalar yapmalı, kılıcınızı kullanmayı unutmamalısınız. Yine bölgelerdeki lazerlere de dikkat etmekte fayda var. Oyunun başında suya da pek dalmanızı tavsiye etmem. Ölmekten korkmayın zira tekrar tekrar oynamak isteyeceğiniz bu türde başka bir oyun yok. Şimdiden iyi eğlenceler.