
Şu günlerde BT finans dünyasını en çok sarsan konu, Facebook’un halka arzı. Sektörün oyuncuları Facebook’un nasıl 100 milyar dolar ettiğini soruyorlar. Bunun cevaplarından biri Google.
Facebook bir sosyal ağ, Google ise (temelinde) arama motoru. Her iki firma da reklamdan para kazandıkları için aynı hedefe gidiyor ve kullanıcıyı aynı şekilde görüyor: bir bilgi kaynağı.
Her iki şirket teknolojinin iki çağına damgasını vurdu; Facebook şimdiki çağ olan sosyal ağı, Google ise bir önceki web çağını temsil ediyor. Genellikle her çağda tek bir önder bulunuyor. Değerlerini kaybetmeseler de bu liderler çoğunlukla bir sonrakinde ilgiyi yeteri kadar toplayamıyorlar. Bu düşünüşle Google’ın artık gözden düştüğünü söyleyebiliriz. Şirketin teknolojileri gelişip farklı mecralarda da önderlik etmesine rağmen internet ortamında Google Facebook kadar popüler değil. Bunu bildiği için de icatlara ve diğer hizmetlere yöneldi; mobil hizmetlerini geliştirdi. Facebook ise yeni beyinler ve teknolojiden beklentisi eskilerden çok daha heyecan verici olan gençleri hedeflemeyi başardı. Her iki şirket şu anda birkaç cephede birbiriyle çarpışıyor.
Arama hizmeti bilgi toplamanın en iyi yolu ve Google, PageRank hesaplarıyla hem kullanıcıya hangi bilgileri vereceğine karar veriyor, hem de sonuçları nasıl puanlayacağına. Bunu yaparken aynı zamanda nabzı ölçüyor, internetin kullanıcı için en kıymetli olacak bilgilerinden derlediği kopyasını da süzerek kaydediyor.
Facebook, kimin kimi tanıdığına ve kiminle ne tür ilişkisi olduğuna odaklı. Microsoft ve Bing ile işbirliği de anlamlı sosyal aramalar döndürüyor.
Google da kendi arama motorunu yine kendi Google+ hizmetiyle entegre ederek, Search+ ile yapıyor. Facebook kadar derinlemesine olmasa bile Google diğer tarafta güçlü olduğu arama becerisini kullanarak bu cepheyi sağlam tutmaya çalışıyor ve aynı zamanda basit anahtar kelime yeteneklerini güçlendiriyor.
Sosyal aktivitelerde Facebook açık ara önde. Kullanıcılar neredeyse hipnotize olmuş gibi bu sosyal ağın içine çekiliyor. ABD’de ortalama bir kullanıcı bir ayda neredeyse 8 saatini Facebook’ta geçiriyor. Bu da Facebook’a ulaşılması güç bir kazanç sağlıyor.
Google, sosyal (!) iletişimin değerini biliyor ve aslında Google+ hizmeti, özellikle Çevreler konseptinde kullanıcıya sunulan gizlilik seçenekleri sayesinde Facebook’tan çok daha iyi tasarlanmış bir sisteme sahip. Ancak Google+, Facebook kadar büyük bir kullanıcı tabanını yakalayamadı, yakalaması da zor görünüyor. Bunun için sakin ve sağlam giden Google, Facebook’u devirmek yerine, kullanıcıların Facebook’a giderken yolda düşürdükleri bilgilere tamah etmiş durumda.
Sosyal veritabanını sağlam tutmak için Facebook veya Google gibi siteler çözümün yalnızca bir parçası. Her iki şirket de kendine ait kimlik ilişkilendirme çözümlerine sahip. Facebook Connect şu anda çok daha popüler. Facebook hesabınıza giriş yaptığınızda Facebook sizin hangi sistemlere giriş yaptığınızı, hangi arkadaşlarınızın da aynı sisteme giriş yaptığını görüp takip edebiliyor. Bu yüzden yeni hizmetlere Facebook hesabınızla kaydolmanız mükemmel bir avantaj. Google ise bu noktada henüz emekleme döneminde.
Arama, kimlik ve sosyal aktivitelerin size hizmet olarak verilmesinin tek sebebi reklam. Google, reklamla dönen 200 milyar dolarlık bir şirket. Facebook da reklam yeteneklerini arttırıp Bing’in de desteği ile Google’ güçlü bir rakip olmayı planlıyor. Fakat bu biraz zor.
Google, insanların arama motoru kullanımı ve sosyal sitelerde reklam işlerinin nasıl döndüğünü ve bunlar arasındaki farkı çok iyi biliyor. Kullanıcı bir Google araması yaptığında, istediği şey bilgi. Reklam da “daha fazla bilgi” anlamına geliyor. Bu yüzden Google reklamları işe yarıyor.
Facebook’ta ise kullanıcı bir ürün veya hizmet aramıyor. Arkadaşlarını arıyor. Burada reklamın işlevi aynı değil ve dolayısıyla aynı kazancı aynı sistemde getirmesi zor.
Fakat Facebook marka oluşturmakta daha iyi. Dolayısıyla sosyal kampanyalar için de mükemmel bir mecra. Birkaç gün önce General Motors, reklamlarını Facebook’tan çekme kararı aldı, fakat bunun sebebi Facebook’un iyi bir mecra olmadığını düşünmeleri değil, Facebook’taki müşteri temsilcilerinin bu işi becerememesi idi. Farkındalık ve brandbuilding için Facebook daha uzun bir süre en iyi seçim olacağa benziyor.
Tabii bir de Google, neredeyse herkesin işine yarayabilecek reklam ürünleri sunuyor, ve bütün internet Google’ın bu iş modeli üzerinden dönüyor. Facebook henüz kendi mecrası dışında reklam işine girmiş değil.
Son olarak, kullanıcılar artık geleneksel web sitelerini değil, akıllı telefon veya tabletleriyle kullanabilecekleri mobil siteleri ve uygulamaları tercih ediyorlar. Google donanımı bile bu yönde değiştirebiliyor. Facebook ise bu konuya şimdilik tamamen yabancı.

