24 C
İstanbul
27 Temmuz 2024 Cumartesi
Ana SayfaİncelemeGod of War: Ragnarök - İnceleme

God of War: Ragnarök – İnceleme

God of War’ın 2018 yılında yeni bir soluk ile hikayeye giriş yapması oyun dünyasını ve serinin hayranlarını tam anlamıyla büyülemişti. Aradan geçen koca bir dört yılın ardından God of War: Ragnarök, devam oyunuyla karşımızda.

İlk oyunun başarısı o kadar çok konuşuldu ki Ragnarök ile aynı başarı yakalanacak mı, ek paket niteliğinde bir oyun mu göreceğiz diye oldukça endişe içindeydik. Oyuna gelen ufak gecikmeler de bizleri biraz korkutmadı değil. Nihayet kanlı canlı bir şekilde cevabı kendimiz öğrenebileceğiz.

Öncelikle en büyük soruya cevap vererek incelemeye başlamak istiyorum. Hayır efendim God of War: Ragnarök kesinlikle ek paket tadında bir oyun değil. Kendi başına ilk oyunun üzerine koyarak gelen hatta birçok yönden onu geride bırakan bir yapım olmuş.

Kaç kişinin kapısına Thor dayanır be Kratos reis!

Neyse efendim girişelim yavaştan. Hikayemiz tam anlamıyla ilk oyunun kaldığı yerden devam ediyor. Oyunun başlangıcında ilk oyundan kısa bir özet ana menüde bizleri bekliyor. Çok kısa teaser tadında bir özet geçiliyor. Hani çok fazla yeterli olduğunu söyleyemem. İlk oyunun suyunu çıkaran ben bile şöyle bir göz attım eski videolara. Oyuna başladığımızda birkaç saat dumur hallerinin ardından isminden de anlaşılacağı gibi Ragnarök’ün kapıyı çaldığını anlıyoruz. Hatırlayacağınız gibi Baldur’u yaradanına kavuşturunca Tanrıların Kaderi, Ragnarök’ün (kıyamet) başlamasına bir nevi davetiye çıkarıyoruz. İskandinav mitolojisinde Ragnarök; kaos güçleri ile düzen güçleri arasındaki, dünyayı sona erdiren, tanrıların ve düşmanlarının çoğunu öldüren ve yeni bir dünyanın doğuşuna yol açan dehşet verici bir savaş. olarak tanımlanıyor. God of War: Ragnarök’da ise işleyiş farklı olmak ile birlikte ilk oyundan hatırlayacağınız üzere kıyamette Loki’nin (Atreus) rolü ve arayaşı üzerinde duruluyor. Bu anlamda mitler ile tam anlamıyla bir uyuşma olmasa da oturaklı bir hikaye işleniyor. Kendi adıma ilk oyun ve devamıyla birlikte bu yaklaşımın birçok uyarlamadan çok daha güzel işlendiğini söyleyebilirim. Yani oyun seri boyunca kafanızdaki tüm kalıpları yıkıyor. Çok da iyi yapıyor. Gerek Odin gerek Thor bugüne kadar resmedilen, en içine çeken mit karakterleri olmuş. God of War: Ragnarök, Marvel’in çamura dönmüş dünyasına da resmen kapak niteliğinde dersem abartmış olmam.

Serüvenimizin başında yine Kratos, Atreus ve Mimir ile yola başlıyoruz. Atreus ile birlikte yaptığımız yolculuğumuz boyunca Kratos serinin diğer oyunlardan anılarını paylaşmaktan çekinmiyor. Bu noktada 2018 öncesi yapımlara da bir nevi selam çakılıyor. Yine Mimir’in hikayeleri hem serüvenimiz hem de karakterleri tanımamız açısından oldukça etkili. Atreus’un ‘patlat bir hikaye!’ de neşemizi bulalım baba tadında girişleri ilk oyunda olduğu gibi aynen devam ediyor. Kratos ve Atreus’un baba-oğul ilişkisi zaman zaman bizi de duygusallaştırıyor. Yine Brok ve Sindri’nin atışmaları bizleri gülümseten anlara imza atıyor. Oyunda bir noktadan sonra artık atarlı-giderli bir ergen olan Atreus ile yollarımız ayrılıyor. Sonrasında ise hem ilk oyundan karakterler hem de hikayemize yeni konuk olan oyuncular bizlere eşlik ediyor. Yeni karakterlerin isimlerine ve rollerine sürprizi kaçmasın diye pek değinmek istemiyorum. Serüvenimizde zaman zaman Atreus zaman zaman da Kratos’un kontrolünü ele alıyoruz. Bu noktada hiç şüpheniz olmasın ki bu anlar kesinlikle tadında bırakılmış ve oyuna yepyeni bir soluk getirmiş. Atreus’un elimizde büyüyüşü ve onun tam anlamıyla bir savaşçı olma yolundaki serüveni kesinlikle çok etkileyici. Yeni yetenekleri, baba-oğul ilişkisi, efsaneye göre kendini hazırlaması hatta zaman zaman işleri kontrolü altına almaya çalışması nasıl bir gelişim gösterdiğini ortaya koyuyor. Diyeceğim o ki kimse kimsenin gölgesinde kalmıyor. Hikayeden bahsetmişken de Sony Santa Monica’nın bizi şaşırtan olay örgüsü ve ters köşeleri gayet başarılı bir şekilde işlenmiş. Serüvenimizde bize eşlik eden yoldaşlarımız da dahil sürekli yeni şeyler öğreniyoruz.

Oyunda ilerledikçe grafiklere hayran kalmamak elde değil. Bölüm tasarımları yine muhteşem. Grafikler her anlamda çok iyi öyle ki her bir diyar tablodan fırlamış gibi ve sizi bambaşka yerlere götürebiliyor. Eğer İskandinav mitolojisine meraklıysanız oyun sonrasındaki okumalarınızda bile bu manzaralar fotografik olarak size eşlik edecektir. Oyun cross-gen olduğundan bu zevki yine Türkçe altyazı seçeneğiyle PS4/Pro ya da PS5’te deneyimleyebilirsiniz. Ben PS5’te çok keyif alarak çözünürlük modunda oynadım. Dilerseniz 60fps moduyla da oynayabilmek mümkün. VRR destekli bir TV/Monitörünüz varsa bu seçenekler artıyor.

Müzik ve seslendirmeler ise gerçekten önceki oyunu aratmıyor ve seriyi bir adım öteye taşıyor. Christoper Judge‘un harika seslendirmesi ve performansı artık Kratos ile özdeşleşmiş durumda. Bundan sonraki oyunlarda başka bir alternatif eminim çok yadırganacaktır. Abimize sağlık ve sıhhatler dileyelim. Bu arada sadece kendisi değil, oyundaki tüm karakter seslendirmeleri çok iyi ve sanatçılar mükemmel bir iş çıkarmışlar. Oyunu oynarken bir yandan film izliyormuş hissine kapılıyorsunuz.

  • Asgard – Gökkuşağı köprüsü Bifrost tarafından Midgard’a bağlanan Aesir’in diyarı
  • Alfheim – Elfler diyarı
  • Hel – Hastalıktan veya yaşlılıktan ölenlerin ve daha sonra çoğu insanın diyarı
  • Jotunheim – Devlerin ve buz devlerinin diyarı
  • Midgard – Asgard ve Jotunheim arasındaki insanların diyarı
  • Muspelheim – Ateş diyarı, ateş devi Surtr ve Surtr’ün kaos güçleri
  • Nidavellir/Svartalfheim – Yerin altındaki cüceler diyarı
  • Niflheim – Muspelheim yakınlarındaki buz, kar ve sis diyarı
  • Vanaheim – Vanir diyarı

İlk oyunda olduğu gibi kameranın duraksamadan ilerlemesi bir aksiyon oyununun nasıl olması gerektiği konusunda hala ders niteliğinde. Hani baltayı alıp elime girişsem o kadar tatmin olurdum. DualSense’in geri tepkimesi bunda rol oynayan en büyük etkenlerden olsa gerek. Kratos’un Kaos Kılıçları’nın kullanımına da ilk oyuna göre daha fazla ağırlık verilmesi sağlanmış. Scorpion tadında aksiyona dalmak tam da Kratos’a yakışacak nitelikte. Hani aksiyonun bu kadar fazla olduğu bir oyunda kalkan kullanımı bile ancak bu kadar güzel işlenebilirdi. Yine son bitiriş hareketleri de ilk oyuna göre çok daha fazla. Böylece Fatality tadında bitirişler öfkemizi keyfe dönüştürebiliyor. Yine Runik’ler ile silahlarımıza özellik katabiliyoruz. Nazarlık kullanımı ise yine mevcut ve oyun boyunca geliştirmelerimizi yapabiliyoruz.

Kratos’un zırh sistemi önceki oyuna göre daha basit bir hale getirilmiş. Artık direkt olarak seviye atlayarak yükseltme yapılıyor. İlerledikçe mevcut zırhlarımızdan daha yüksek seviyede ekipman bulmamız da olası. Büyülere artık ayrı bir kategoriden erişebiliyoruz. Yine kabza eklentileri ile silahlarımıza yeni bonus özellikler ekleyebiliyoruz. Bu noktada ilk oyuna kıyasla oyuncuların kendine has oynanış stillerine odaklanması amaçlanmış. İlerledikçe sıkça zırh veya farklı bonus özellikler kullanmak handikap olmaktan çıkıp oyuncuya yeni bir stil kazandırıyor. Yine hem öfke hem de sağlık barımız, bulduğumuz büyük sandıklardaki armağanlar ile geliştirilebiliyor. Özetle RPG ögelerinin çok başarılı bir şekilde karakter gelişiminde kullanıldığını söylemeliyim.

Maceramız boyunca arenalarda düşmanlarımıza karşı kullanabileceğimiz kayalar, ağaçlar gibi silahlar mevcut. Artık düşmanlarımızın sayısı ve çeşitliliği de artmış durumda. Buna ek olarak yaşayan, dinamik bir atmosfer ile de mücadele ediyoruz. Zaman zaman engelleri aşmamız için hem Atreus hem de yoldaşlarımızdan yardım almamız gerekiyor. Bu sayede etkili bir strateji oluşturmanıza olanak veriliyor. Yeni düşmanlarımız Bifrost gücünü kullanarak çok daha etkili ataklar yapabiliyor. Bu saldırıları avantaja çevirmek ya da düşmanlarımıza karşı kullanabilmek bizim yeteneklerimize kalmış. BOSS savaşları ise tam bir şölen. Zorluk oldukça kıvamında ki öyle kolayca sona gelmek mümkün değil. Üst zorluk seviyelerinde ise kimse size ‘acımıyor’. Yoldaşlarımızın yetenekleri sayesinde aşmamız gereken engeller karşımıza çıkıyor. Yine bazı düşmanları geçebilmemiz için onların yeteneklerine başvuruyoruz. 

Oyunda yer alan bulmacalar ise tam kıvamında düşünülmüş ve bir sonraki mücadeleniz için bize soluklanacak vakit tanıyarak atmosferin tadını çıkarmanıza olanak sağlıyor. Yine bazı bölgelerde baltamızı kullanarak kombo vari aksiyonlar ile bulmacaları çözmemiz gerekebiliyor. Zorlandığınız noktalarda ise Atreus veya Mimir ipucu verebiliyor. Oyunun başlarında aşamayacağımız engeller bulunuyor. İlk oyunda olduğu gibi yeni beceriler edindikten sonra giremediğimiz yerlere dönebiliyoruz. Bu arada etrafta bulduğumuz yadigar ve eserlerde mitler hakkında daha çok şey öğreniyoruz. Bulduğumuz şiirlerde ise sürprizler saklı! O yüzden külliyata göz atmayı sakın unutmayın.

Dünyayı görüyorum

İkinci kere yükseliyor

Denizin içinden,

Şelaleler akıyor,

Ve kartallar tepede uçuyor,

Dağların dorukları arasında,

Balık avlıyorlar.

Aesir, Ithavoll’da buluşuyor,

Ve Midgard yılanının kemiklerine bakıyor.

Ve orda hatırlıyorlar,

Ragnarök’ün büyük olayları

Ve Odin’in eski bilgeliğini.

God of War: Ragnarök, Sony Santa Monica ekibinin oyuncuları hayal kırıklığına uğratmadığı bir oyun olmuş. İlk oyunda sevdiğimiz her şey devam oyunuyla katlanarak oyuncuların beğenisine sunulmuş. Hem görsel hem de işitsel olarak muhteşem bir deneyim yaşadığımı söyleyebilirim. Hala yan görevler ve Platin hedefi için ayıla bayıla oynuyorum. God of War: Ragnarök, 2022 yılında Playstation için çıkmış en iyi oyun olmakla kalmıyor, müthiş bir devam oyunu olarak da hayranlarını selamlıyor.

Alıntılar: World History Encyclopedia

Bahadır Yaramış
Bahadır Yaramışhttp://hardwaremania.com
Teknoloji dünyasına her zaman ilgi duyan biriyim. Oyunlarla tanışmam çocukluğumla başladı ve bu aşkım hiç azalmadı. Teknolojiyi yakından takip etmek benim için bir tutku ve problem çözme becerilerimi sık sık oyunlar ve teknoloji projeleri üzerinde kullanıyorum.
Benzer İçerikler

Yorum Yap

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Haberler

Son Yorumlar

- Advertisment -