Yıllardır süren AMD – Intel çekişmesinin galibi belli oldu, savaşı Intel kazandı. Gündeme damgasını vuran açıklama AMD’nin kendisinden geldi. Yıllık başarım değerlendirmelerinin yapıldığı, mevcut finansal durum ve gelecek hedefleri hakkında bilgilerin paylaşıldığı 2012 yılı AMD Finansal Analist Günü’nde CPU ve GPU marketindeki ezeli rakibi Intel’in üstünlüğünü kabul eden AMD, inzivaya çekileceğini ve kendini yeniden keşfederek farklı marketlere odaklanacağını ifade etti. Uzun vadeli stratejik planların sinir bozucu olduğu kadar muğlaklığından söz edem firma temsilcisi gerçeği açıkça ortaya koydu. Tartışmaya açık olan performans liderliği konusunda AMD’nin yaptığı açıklama iyi ya da kötü son noktayı koydu. İsterseniz yapılan açıklamanın ardında yatan gerçeklere kısaca bir göz atalım.
Büyük resme bakıldığında öncelikle AMD CEO’su Rory Read’in birkaç aydır önemle üzerinde durduğu şirketin yeni odak noktasında “düşük güç segmenti, gelişmekte olan yeni pazarlar ve bulut hesaplama” gibi alanların yer alacağı ifadesi dikkat çekiyordu. Finansal analiz gününde bu alanlarda yeni detaylar üzerinde konuşan Read, AMD’nin artık en son proses teknolojisi üzerine inşa edilen yüksek performanslı ürünler sunmak yerine farklı alanlarda yeni inovasyonları hedeflediğini belirten yorumu, aynı zamanda Intel’in galibiyetini ‘bir anlamda’ ilan etmiş oldu. Analiz günü için hazırlanan slaytlarda mevcut planlar ve gelecek hedefleri yalın bir dille özetleniyordu:
Firmanın uzun dönemli stratejisini ortaya koyan ikinci slayta dikkat ederseniz, yenilenen kurumsal ürün yelpazesinde bulut platform sunucuları dışında herhangi bir CPU ya da GPU türevinin yer almadığını göreceksiniz. Evet biliyoruz, AMD’nin çetin çatışmalar yaşanan CPU/GPU arenasını sadece bir slayt sunumundan yola çıkarak terk edeceği sonucuna varamayız fakat analizimizin başında da belirttiğimiz gibi firmanın planlarının tümünün ortaya konulduğu “ne kazandık, ne kaybettik?” sorularına yanıt verilen AMD Finansal Analist Günü etkinliğinde sunulan hiçbir slayt içeriğinde bir tek yeni APU: accelerated processing unit (firmanın CPU yerine kullandığı terim) ya da GPU mimarisinden söz edilmedi. Bunu yerine şirketin yeni odak noktasının System on Socket tipi SoC tasarımlarına kaydığını, 2012-2013 zaman aralığında yeni ürünler oluşturmak için kolları sıvadığını gösteren sunumlar ve açıklamalar yapıldı. SoC tipi çözümlerle tablet segmantasyon hedefini ortaya koyan AMD’nin, Hondo kod adlı mobil platform işlemcisinin 2W altı tümleşik çözümlere açılan kapıyı araladığına dair yorumundan dün yayınladığımız haberimizde bahsetmiştik.
Bu hamle aslında çok şey ifade ediyor; gitgide transistör yoğunluğu artan SoC mimarisinde izlenecek önlenemez büyüme trendinin firmaları tahrik edici düzeyde gelişimi, AMD ve Intel gibi devlerin savaşını başka bir arenaya taşımış olacak fakat burada unutulmaması gereken en önemli detay onların yeni dahil olduğu arenanın zaten ateşli karşılaşmaların yaşandığı ve Nvidia, Qualcomm, Samsung, Apple, Texas Instruments gibi isimlerin yer aldığı tam bir cadı kazanı olması gerçeğidir.
AMD yüksek performanslı işlemci ve ekran kartı marketinde kazandığı deneyimlerden faydalanarak düşük güç tüketen tümleşik yonga piyasasında aktif hale gelmek istiyor. Aynı zar katmanına enjekte edilen sistem bileşenleri, iletişim gecikmelerini azaltarak performansı artırırken, güç tüketiminin azalmasına da katkı sağlıyor.
AMD’nin ezeli rakibi Intel ile arasındaki savaşı sona erdirme kararı ile bir araya getirdiğimiz yeni strateji planları aslında sonucu açık seçik ortaya koymaya yetiyor; AMD geri çekiliyor! Firmanın başarısız olduğu Krishna ve Wichita kod adlı SoC tasarımlarını göz ardı edersek mevcut CPU, APU mimarilerinden daha kompleks olan SoC marketinde AMD’nin deneyimi diğer rakiplere göre yok denecek kadar az bu nedenle tüm açıklarını bildiği ve sağlam aparkatlar indirdiği Intel’den daha dişli rakiplerle ringe çıkacağının farkında. 2011 yılında kullandığı yeni mimarileri ve üretim süreçlerini kombine ederek yoluna devam etmek niyetinde olan AMD, mevcut yol haritasında bazı APU modellerini de iptal eti çünkü 2011 APU türevlerinde hedeflenen pazar hedefi ıskalandı sadece Brazos türevleri pastadan istenilen payı aldı.
Pek çok AMD fanatiğini şaşırtıp bir o kadar da üzen açıklamanın geri planında başka faktörler de gizli. Yonga tasarımcılarının devre kalıplarını silikon tabakalar üzerine gömen proses sürecinin tanıdık isimleri olan TSMC ve GlobalFoundries’in yıllık gelir durumları büyük olasılıkla bağlantıları zayıflatan veya başka yönlere zorlayan olası bir faktör olarak değerlendirilebilir. TSMC ve GlobalFoundries’in gelir durumları ve yatırımlarına dair verilere biz haberciler yoğun ilgi gösteririz çünkü markete şeklini veren asıl yapıların silikon işleyen üretim tesisleri olduğuna her defasında şahitlik etmişsizdir. TSMC’ye ait dördüncü dilim şirket gelirinin yaklaşık % 75’inin beş yıl öncesinin proses teknolojisi üzerine inşa edilen yongalar olduğunu gösteren grafik artık yenilenen CPU/GPU mimarilerinin eskisi kadar rağbet görmediğini kanıtlıyor ayrıca her proses geçişinin (nm birimli üretim ölçekleri arasında) maliyetinin çok yüksek olması da getiriler hesaba katıldığında geriye çok az teşvik edici öğe kalıyor. TSMC ve GlobalFoundries üretim ölçekleri arasındaki geçişleri yavaşlatmak için elinden geleni yapması, pazardan büyük pay alması kendi üretim tesislerine sahip Intel ile başabaş gittiği anlamına da gelmiyor. İşte sırf bu sebeplerden ötürü AMD yeni üretim ölçeğinde tasarlanacak yongalara büyük yatırımlar yapmanın mantıksız olduğunu düşünüyor.
AMD farklı çözümlere yelken açıyor
Çok yönlü çözümlere yelken açan AMD, tek tip çözüm yerine kendini artık bir “çözüm sağlayıcı” olarak tanımlıyor. 2013 yol haritası x86 tabanlı ürünlere dair bir taahhüt olarak yorumlanabilir. AMD’nin ARM çekirdek tasarımına rağmen tablet, smartphone pazarına çözüm sunması birkaç yıl alabilir. Buna karşın Sunnyvale’in ISA (komut seti mimarisi) ilintili sözleri firmanın SoC ve mobil marketinin parçası olmak niyetini kuvvetlendiriyor.
Üçüncü parti IP ürünlerini geliştirmeye çalışan AMD, çapraz lisans için fırsat yakaladığında mutlaka değerlendireceğini, ürün ve lisans esnekliğini ön plana çıkararak Heterojen Sistem Mimarisi (HSA) yönelimiyle örneğin GPU türevlerini ekran kartı dışında farklı alanlarda kullanarak kendisine yeni bir pazar yaratacağını belirtiyor. CPU mimari evrimleri arasındaki sürecin 3 yılı bulması ancak yeni ürünlerin sevkiyat süresinin 2 yılda tamamlanması firmayı daha kısa periyotlu tasarım döngülerine yönlendiriyor. Sentezlenebilir IP blokları (temel çekirdek yapısı)kullanmak yerine, yeni ürünler oluşturmak birincil hedef olarak tanımlanıyor.
Yeni trend HSA: Heterojen Sistem Mimarisi
AMD Finansal Analist Günü gösterilen tüm sunumlar, şirketin Intel karşısındaki durumu da göz önüne alınarak verilen yeniden pazar konumlandırma kararı ile yelken açılan deryada, can yeleği olarak SoC türevlerinin kullanılacağına işaret ediyor. Fakat burada bir istisna söz konusu; HSA teknolojisi sayesinde GPU birimlerini oyuncuların hizmetinden çekmeyi planlayan firma kurumsal çözümlerde güçlü seçenekler ortaya koyabilir çünkü GPU birimlerinin işlem kapasitesi mevcut CPU mimarisine göre oldukça yüksek. Tam bu noktada CPU ve GPU teknolojilerini yeni planlarını gerçekleştirmek üzere heyecan verici ürün tasarımlarında değerlendirmesi de söz konusu olacaktır. AMD’nin HSA eğilimi daha düşük ölçekli silikon zarı tabanında yüksek performans sunma girişimlerine dönüşürken yük dengesinin yapılması ve programların optimize edilmesi günceme gelecektir.
İşte firmanın HSA yol haritası. 2012 yılında kullanıcı modları genişletme ve çift yönlü güç kazanımı kriterlerine yönelik çalışmalar planlayan AMD, kullanıcı modu uygulamaları içeren sistem zamanlayıcıları olmadan planlama yapmaya yarayan bir Windows özelliğidir. Microsoft verimli bir şekilde çok işlemcili düzlemde aynı anda çok iş parçacığı çalıştıran yüksek performanslı donanımlara gereksinim duyan yazılım profiline uygun zemin öneren çözümler ararken, AMD’nin yeni atağı tam da aranılan çözüm olarak değer kazanabilir. GPU üzeri hesaplama sürecince C++ desteğini Radeon HD 7900 serisinde öneren firmanın APU versiyonu için 2013 yılı beklenmek zorunda.
2013 yılı içinde CPU ve GPU birimlerinin veri paylaşımını kolaylaştıran çözümler üretecek olan AMD, bütünüyle tutarlı bir bellek modellemesiyle, adreslenebilir sistem belleğinin bileşik bir adresleme metodolojisine evrimi sayesinde CPU görevlerinin GPU’ya dönmesine imkan tanıyacak. 2014 yılına kadar ise “işlemci iş yükü” ve “GPU iş yükü” terimleri arasındaki sınırlar neredeyse görünmez hale gelecek. Ana fikir aslına şu; HSA konseptine yönelen hangi donanımın terleyeceğine karar vermeyi bırakacak, kararı kod yazarı yerine bütünüyle heterojen yapıya bürünen sistemin kendisi karar verecek. HSA asla OpenCL’nin yerini alamaz diyen AMD onu OpenCL kullanan “iyileştirilmiş bir platform mimarisi” olarak adlandırıyor.
Geldiğimiz noktada HSA ISA yapılarının sanal yapılar olarak algılanması gerektiğini , x86 donanımsal yapısına ya da herhangi bir özel dile bağlı olmadığını söyleyebiliriz. AMD’nin İstemci Departmanı CTO’su Joe Macri’ye göre yeni yapılanma HSA yapısında yazılmış bir kodun eşzamanlı olarak CPU/GPU kod altyapısına çeviren bir derleyici (JIT: just in time) kullanılarak meydana getirildi. Bu AMD’nin yetkili ağızlarından çıkan HSA ilintili ilk sözler değil fakat şirketin bu tip inovasyonlarına asla tarih belirlemesi yeni teknolojiyi şu vakte kadar sürekli geri plana itiyordu.
Bir çağın sonu, yenisinin başlangıcı
Evet buraya kadar büyük resme geniş açıdan bakmaya çalıştık özellikle AMD’nin Intel ile başabaş rekabetinin yüksek performans CPU/GPU sekmesinde sonladığını ve meydan okumaların bizlere yaşattığı heyecanlı bekleyişlere son noktayı koyduğunu gördük. Şimdiye kadar kişisel kullanımım için kurguladığım masaüstü konfigürasyonlarda AMD tabanlı çözümlere yönelmemiş biri olarak olanları yorumlamak benim için oldukça kolay ama ilk overclock deneyimini, 1997 yılında piyasaya sürülen K6-233 yongasıyla yaşayan fanatik AMD taraftarlarına bu yorumları okumak kötü duygular yaşatabilir, bunun için özür dilerim….
Bir anlık sessizlik sonrası sizlere yıllar öncesinde önemli bir analistin yorumuna göre AMD’nin bu savaşı 10 yıl önce kaybettiği ifadesinin yer aldığını hatırlatmak isterim. Göz ardı edilmesi zor gerçeklere dayandırılan eski analiz içeriğinde firmanın kitle taleplerine yönelik pazar şartlarına göre sürekli mimari yenileme fikri yerine kısıntıya giderek gelişim sürecine odaklanması gerekiyordu, çünkü sırf rekabeti adına pişmemiş ham tasarımlara yatırım yapmak firmanın finansman kaynaklarını daralttığı gibi teknik ekibin de yorulmasına, yaratıcılığının körelmesine neden oldu. Aynı stratejiyi gütmenin hala riskli olduğu günümüz piyasa şartlarında SoC entegrasyonuna yönelim firmanın kondisyonunu olumlu etkileyecektir. Hala 28nm’lik Brazos türevi ile Intel’in 22nm’lik Atom ve 28nm’lik ARM çözümleriyle baş etmeyi bilen AMD’nin elini çabuk tutmalı ki 2013 yılı ilk dönemine bahsettiğimiz yeni çözümleriyle girebilsin.
Dürüst olmak gerekirse; yukarıdaki slayt eşliğinde Rory Read’in yaptığı sunum yine de pek güven vermiyor. “Geleceği Şekillendirmek”, peki ya sonra ne gelecek? Her şeye rağmen AMD mobil sistemlere yönelik tasarımlara yönelmesi, mevcut piyasa segmentinde rekabetçi bir performans yakalaması hepimizin ortak hayali, her zaman olduğu gibi fiyatları düşürmek için etkin bir rol oynayabilir. Şirketin HSA inisiyatifi işe yarar ve uzun vadeli bir lansman noktasıyla Sunnyvale olgunlaşırsa durumu tekrar değerlendirmek gerekir, bu kez üst segment masaüstü, mobil ve sunucu marketleri büyük sarsıntı yaşayacak, dengeler bütünüyle değişecektir.